Sakral Çakra - İlişkilerin Gücü; Eş / Ortaklık

Kutsal Gerçek; "Birbirinizi Onurlandırın"

Birliği paylaştığımız her insanın hayatımızın bir parçası olduğunu simgeler.

Hepimiz İlahi planın bir parçası olan ruhsal ailenin bir ferdiyiz. Hayatımızı zenginleştirmek için her birimiz bir diğerine ihtiyaç duyar. Hayatımızda herkes gelişimimize önemli bir katkıda bulunmak için oradadır. Bu çakranın ruhsal dersi diğer insanlarla bilinçli etkileşimler içine girmeyi öğrenmektir. Gelişmemizi destekleyen kişilerle birlik olup gelişmemizi engelleyen ilişkileri serbest bırakmaktır. Kendimizi tanımamıza yardımcı olacak kişileri kendimize çektiğimizi anlamamız kolaylaşır.

Ruhsal perspektife göre tüm ilişkilerimiz daha bilinçli olmamıza yardım etmek amacıyla bize hizmet etmektedir. Ruhsal değeri olmayan hiçbir birlik yoktur, her biri birey olarak gelişmemize yardımcı olur. Neyin ya da kimin değerli olduğuna dair yargılama dürtümüzden özgürleşip o kişiyi ya da yapmakta olduğumuz işi onurlandırmaya odaklandığımızda ilişkilerimizin simgesel değerini daha kolay görebiliriz.

İkinci çakra Eş/Ortaklık çakrasıdır. Enerjisi yedi yaş civarında belirginleşir ve titreşmeye başlar. O yaşta çocuklar anne ve babalarından daha bağımsız olarak ve ev ortamının dışında diğer çocuklarla etkileşime başlarlar. Bu ilk etkileşimler aracılığıyla ilişkilerinde bireyselleşmeye doğru adım atar ve seçim yapma güçlerini keşfederler. İkinci çakra ile birlikte enerji kabile otoritesine itaat etmekten kişisel ve fiziksel ihtiyaçlarını tatmin eden diğer ilişkileri keşfetmeye doğru gerçek değişir. Bizi kendi dışımızdaki güçlerle ilişki kurmaya iten yönelten bu ikinci alt çakra enerjisi de çok güçlüdür.

kinci Çakra enerjisinin özünde çift yönlülük vardır. Birinci Çakranın bütünleşik enerjisi, İkinci çakradan ikiye ayrılarak kutuplaşır. Bu kuvvetler bölünmesi; yin / yang, erkek/dişi, güneş/ay gibi adlandırılırlar.

Konum: Alt karından göbek bölgesine kadar.

Fiziksel bedenle enerji bağlantısı; Cinsel organlar, Kalınbağırsak, Omurganın Alt Kısmı, Leğen Kemiği, Kalça Bölgesi, Apandisit, Mesane

Duygusal / Zihinsel bedenle enerji bağlantısı; Bu çakra, diğer insanlarla ilişki kurma ve fiziksel çevremizin dinamiklerini bir yere kadar kontrol etme ihtiyacımızı temsil eder. Otorite, diğer insanlarla ya da para gibi dış dünya üzerinde kontrol sağlamak için kullandığımız her türlü eklenti ya da bağlılık enerji alanımıza ve fiziksel bedenimize bu çakra aracılığıyla bağlanır.

İkinci çakra merkezinden kaynaklanan hastalıklar, kaybetme korkusu tarafından harekete geçirilir. Bu hastalıklar; prostat, yumurtalık, bel ve kalça bölgesinde kronik ağrılar, artrit bu çakra ile ilgili birçok hastalıktan bazılarıdır. Menepoz döneminde görülen sıcak basmaları ve depresyonda bu çakra enerjisinin fonksiyon bozukluklarından dolayı yaşanır. Fibroitler ( rahim ) de ikinci çakranın yaratıcı enerjisinin ortaya konulmasından ve yaşam enerjisinin başarı şansı olmayan işlere ya da ilişkilere yöneltilmesinden kaynaklanır.

Simgesel algı; Bireysel kimlik algısı ve koruyucu kişisel sınırlar yaratmamızı sağlar. Bizler kişisel gücümüzü sürekli dış dünyaya ve dış dünyaya dair baştan çıkarıcı fiziksel güçlere göre ölçtüğümüzden sağlıklı fiziksel egoya dair ikinci çakra enerjisi bu dünya ile kendimizi ciro etmeden iletişim kurabilmemizi sağlar. Bu enerji, kendine yeterlilik enerjisi ve dünyada var olabilmeye yarayan hayatta kalma içgüdüsüdür.

Korkular; bağımlılık, tecavüze uğramak, aldatılmak, iktidarsızlık, maddi kayıp, partner, ortaklıklar, meslektaşları tarafından terk edilme gibi olayların baskın gücü nedeniyle kontrol kaybetme korkusu, fiziksel bedenin gücünü kaybetme.

Güç kaynakları; Kişinin finansal ve fiziksel olarak tek başına hayatta kalma ve kendini savunma ve koruma yeteneği; savaş ya da kaç içgüdüsü; risk alabilme yeteneği; aile üyeleri, eş, ortaklık, mal mülk, iş ya da para kaybı gibi kayıpların ardından toparlanma ve iyileşme becerisi, kişisel ve profesyonel kararlar alma becerisi ve yeteneği.

İkinci Çakranın Kişisel Gücü

Yaratıcılık, cinsellik, ahlak, para ikinci çakra enerjisinin çeşitli biçimidir. Ayrıca kişisel güce sahip olma arzusu bu noktada tartışılması gereken bir unsurdur. Güç, yaşam gücünün sergileniş biçimidir. Yaşamak, gelişmek ve işlevlerimizi yerine getirmek için güce ihtiyacımız vardır. Örneğin hastalıklar güçsüz insanların doğal yoldaşlarıdır. Hayatımızdaki her şey aslında güç denen enerjiyle ilişkimizle ilgilidir.

Birinci çakra düzeyinde, gücü tıpkı bir elektrik akımı gibi bir şekilde bağlı hissettiğimiz bir grup insanla birlikteyken hissederiz. İkinci çakradaki gücün niteliği ise bu enerjiyi materyalizm, otorite, kontrol, sahip olma, cinsel çekicilik ve bağımlılık gibi fiziksel biçimlerde ifade etmektedir. Gücün alabileceği her türlü baştan çıkarıcı biçim, enerji olarak ikinci çakraya bağlıdır.

Hepimizin fiziksel güçle ilişkimizi keşfetmeye ihtiyacımız vardır. Nasıl ve ne zaman dış faktörlerin kontrolü ya da yönetimi altına girdiğimizi öğrenmemiz gerekir. Dış faktörler tarafından yönetilme eğilimimiz varsa en duyarlı olduğumuz güç türünün ne olduğunu da bilmeliyiz.

Güç yaşam gücüdür ve bizler bu olguyu bilerek doğarız. Küçüklüğümüzden itibaren kendimizi ve kimin ve neyin gücü olduğunu öğrenme, gücü çekme ve kullanma kapasitemizi test ederiz. Bu çocukluk denemeleri aracılığıyla gücü kendimize çekebilecek kapasitemizin olup olmadığını keşfederiz. Böyle bir kapasitemiz varsa büyüyünce neler başarmak istediğimize dair düş kurmaya başlarız. Eğer yaşam gücünü çekebilecek kapasitemiz olmadığına karar verirsek o zaman da bu tür “güç borcuyla” yaşamaya başlarız. Kendimizin değil başka insanların enerjileri aracılığıyla hayatta kalabileceğimizi düşünürüz.

Hepimizin sınavı “güç bekarı” olmak yerine ruhumuzu pazarlık konusu yapmadan fiziksel güçle rahatça etkileşim kurmamıza yetecek kadar içsel güce sahip olmaktır.

İç görü Geliştirme Soruları;

  • Paranın üzerinizde bir otoritesi var mı? Finansal güvence elde etmek için içsel benliğinizi zora sokan anlaşmalar yapar mısınız?
  • Hayatta kalma korkusu seçimlerinizi ne sıklıkla etkiler?
  • Parasal ve fiziksel hayatta kalma korkularınızın üstesinden gelecek kadar güçlü müsünüz?, yoksa sizi ve tutumlarınızı bu korkular mı yönetiyor?
  • Kendiniz için peşine düşmeyi sürdürdüğünüz, vazgeçmediğiniz hedefleriniz neler? Bu hedeflere ulaşmanıza giden yoldaki engeller neler?
  • Kişisel ahlak ya da etik kurallarınız neler?
  • Yaratıcılığı nasıl tanımlarsınız?, kendiniz yaratıcı olarak görür müsünüz? yaratıcı fikirlerinizi değerlendirir misiniz?

Kaynak: Caroline Myss, Ruhun Anatomisi